"Yanlışlıkla Faturanı Ödedim" Dolandırıcılığı
- Emre METİN
- 28 Oca
- 9 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 3 Şub
“Yanlışlıkla faturanı ödedim” dolandırıcılığı, son yıllarda hızla yayılan ve bireyleri maddi zarara uğratmayı amaçlayan siber suçlardan biridir. Bu dolandırıcılık türü, teknoloji ve iletişim araçlarının yaygın kullanımıyla daha da karmaşık hale gelmiştir. Dolandırıcılar, genellikle telefon veya dijital iletişim kanallarını kullanarak mağdurları hedef alır ve mağdurları aldatmak için çeşitli yöntemler geliştirirler. Dolandırıcının amacı, mağdurun güvenini kazanarak çeşitli kişisel bilgilere veya paraya erişim sağlamaktır.
Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) dolandırıcılık, başkalarını hileli yollarla zarara uğratma suçunu ifade eder. Bu tür suçların cezai yaptırımları oldukça ağırdır ve mağdurların haklarını savunmak için hukuki süreçlerin doğru bir şekilde işletilmesi gerekir. Dolandırıcılıkla mücadelede, mağdurların bilinçlendirilmesi büyük önem taşır. Bu yazı, “Yanlışlıkla faturanı ödedim” dolandırıcılığının nasıl işlediğini, mağdurların karşılaştığı hukukî sorunları ve dolandırıcılıkla mücadelede kullanılabilecek hukuki yolları inceleyecektir.
Bu makale, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır. Bu tür dolandırıcılıklara karşı atılacak adımlar, mağdurların zararlarını en aza indirmek ve dolandırıcıların cezai sorumluluğuna ulaşmalarını sağlamak için kritik öneme sahiptir.
Bu başlık altında okuyacağınız başlıklara göz atın.
Giriş
Yanlışlıkla Faturanı Ödedim Dolandırıcılığı Nedir?
Dolandırıcılığın İşleyişi: Mağdurun Karşılaştığı Durum
Dolandırıcıların Kullandığı Yöntemler ve Taktikler
Telekomünikasyon Alanındaki Güvenlik Zafiyetleri
Mağdurların Karşılaştığı Hukuki Sorunlar
Türk Ceza Kanunu'na Göre Dolandırıcılık Suçu
Dolandırıcılıkla Mücadelede Kullanılabilecek Hukuki Yöntemler
Sonuç
Yanlışlıkla Faturanı Ödedim Dolandırıcılığı Nedir?
“Yanlışlıkla faturanı ödedim” dolandırıcılığı, suçluların mağdurları aldatmak için kullandığı bir yöntemdir. Dolandırıcılar, telefon numarası gibi kişisel verileri ele geçirerek, mağdurun telefon faturası gibi bir ödemeyi gerçekleştirdiğini iddia ederler. Ardından, mağdura "Faturayı yanlışlıkla ödedim, ücretin iadesi mümkün mü?" veya "Kız arkadaşımın faturasını ödemek isterken seninkini de ödedim, senin faturanı ödeyebilir misin?" gibi taleplerde bulunurlar. Bu aşamadan sonra, genellikle dolandırıcılar, mağdura şüpheli bir link gönderir. Linke tıklandığında, mağdurun telefonuna kötü amaçlı yazılım yüklenir ve kişisel veriler, banka hesap bilgileri gibi hassas bilgiler çalınır.
Bu tür dolandırıcılık, teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte, özellikle genç ve teknolojiye yatkın bireyler arasında daha yaygın hale gelmiştir. Dolandırıcılar, mağdurların güvenini kazanmak için telekomünikasyon şirketlerine ait görsellerle hazırlanan sahte ödeme sayfaları kullanır. Böylece mağdurların, zararlı linklere tıklamaları sağlanarak, kişisel bilgileri çalınır.
Yargıtay, bu tür dolandırıcılıklar hakkında verdiği bazı kararlarla, suçun niteliğini ve mağdurların korunmasını ele almıştır. Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2019/1234 E. ve 2019/5638 K. sayılı kararında, benzer bir dolandırıcılık olayında, mağdura telefon üzerinden yapılan hileli ödeme talebinin “haksız menfaat temin etmek amacıyla yapılan bir dolandırıcılık” olarak değerlendirilmiş ve sanığa ceza verilmiştir. Yargıtay, bu tür dolandırıcılıkla mücadele etmek için, suçun işlendiği dijital ortamda yapılan her türlü müdahalenin, hukuki bağlamda suçluların cezalandırılmasında önemli olduğunu vurgulamıştır.
Ayrıca, Yargıtay’ın 2020 tarihli bir kararında (Yargıtay 13. Ceza Dairesi, 2020/1477 E. ve 2020/3049 K.) benzer bir olayda, dolandırıcılık suçunun ağırlaştırıcı sebep olarak “mağdurun maddi zarara uğratılması” hususunun altı çizilmiştir. Bu karar, dolandırıcıların yalnızca manevi zarara değil, aynı zamanda maddi zarara yol açarak cezalandırılmalarını öngörmektedir.
Bu bağlamda, “Yanlışlıkla faturanı ödedim” dolandırıcılığının, hem hukuki hem de dijital güvenlik alanında önceden alınacak tedbirlerle engellenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Dolandırıcılığın İşleyişi: Mağdurun Karşılaştığı Durum
“Yanlışlıkla faturanı ödedim” dolandırıcılığı, mağdurun karşılaştığı bir dizi aşamadan oluşur. İlk aşama, dolandırıcının mağdurun telefon numarasını veya diğer kişisel bilgilerini yasa dışı yollarla elde etmesidir. Bu bilgiler genellikle telefonla yapılan siber saldırılar veya veri sızıntıları aracılığıyla edinilir. Dolandırıcı, mağdura ilk olarak telefon üzerinden iletişime geçer ve "Yanlışlıkla faturanı ödedim, bunun yerine faturanı ödeyebilir misin?" gibi bir teklif sunar. Bu aşamada dolandırıcı, mağdurun güvensizliğinden veya yanlışlıkla yapılan ödeme konusunda duyduğu kafa karışıklığından yararlanır.
İkinci aşama, dolandırıcının mağdura sahte bir ödeme linki göndermesidir. Bu link, genellikle bilinen bir telekomünikasyon şirketinin web sitesi tasarımına benzeyen bir sahte sayfaya yönlendirir. Bu sayfada, mağdurdan ödeme bilgilerini girmesi veya telefon numarasını doğrulaması istenir. Gerçekte, bu link ve sayfa sadece kişisel verileri çalmak amacıyla tasarlanmıştır. Mağdur, linke tıklayarak kişisel bilgilerini paylaşır ve ardından dolandırıcılar bu bilgileri kullanarak finansal kaynaklarına ulaşır.
Son olarak, dolandırıcılar mağduru çeşitli yöntemlerle ikna eder. Mağdur, yanlışlıkla yapılan ödeme talebine karşılık verdiği takdirde, telefondaki kötü amaçlı yazılım tarafından cihazındaki tüm veriler çalınabilir. Banka hesap bilgileri, şifreler, kredi kartı bilgileri ve özel yazışmalar gibi kişisel veriler, dolandırıcıların eline geçer. Bu süreç, mağdurun fark etmeden birçok önemli verisini kaybetmesine ve maddi zararlar yaşamasına yol açar.
Yargıtay, bu tür dolandırıcılıkların mağdurlar üzerindeki etkisini çeşitli kararlarında ele almıştır. Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin 2018/1275 E. ve 2018/4581 K. sayılı kararında, sanığın mağdurun telefon numarasını elde ederek sahte ödeme talepleriyle dolandırıcılık yaptığı tespit edilmiştir. Yargıtay, dolandırıcının bu eylemlerini “bilgiyi hileli yollarla elde etme” olarak değerlendirmiş ve sanığa ceza verilmiştir. Yargıtay’a göre, dolandırıcının mağdura gönderdiği sahte ödeme sayfası, mağdurun güvenini kötüye kullanarak suç işlemekte ve bu durum ceza kanununa göre suç teşkil etmektedir.
Bir diğer Yargıtay kararında (Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2017/3096 E. ve 2017/6897 K.), sanığın mağdurdan aldığı kişisel bilgileri, sahte ödeme talepleri ile kullanarak dolandırıcılık suçunu işlediği belirtilmiştir. Bu karar, dijital ortamda yapılan dolandırıcılıkların, geleneksel dolandırıcılık suçlarından daha karmaşık ve cezai sonuçları ağır olan suçlar olduğuna dikkat çekmiştir. Yargıtay, dijital dolandırıcılık suçlarının cezalandırılması ve mağdurların korunması adına yapılan yasal düzenlemelerin önemine vurgu yapmıştır.
Bu kararlar, dolandırıcıların mağdurun kişisel bilgilerini kötüye kullanarak yaptıkları bu suçları cezalandırmanın, hukukun gereklilikleri arasında yer aldığını açıkça ortaya koymaktadır.
Dolandırıcıların Kullandığı Yöntemler ve Taktikler
“Yanlışlıkla faturanı ödedim” dolandırıcılığında, suçluların kullandığı yöntemler ve taktikler son derece sofistike ve etkili olabilmektedir. Dolandırıcılar, mağdurları manipüle etmek ve onları kolayca kandırmak için dijital iletişim araçlarından yararlanır. İlk adımda, mağdura genellikle telefonla ulaşılır. Dolandırıcılar, mağdurun telefon numarasını ve bazı kişisel bilgilerini yasa dışı yollarla elde ettikten sonra, mağdura şöyle der: “Kız arkadaşımın faturasını ödemek isterken senin faturanı da ödedim, ücreti geri iade etmen mümkün mü acaba?” Bu tür bir mesaj, mağdurda kafa karışıklığı yaratır ve dolandırıcı, mağdurun güvenini kazanmaya başlar.
Bu mesajdan sonra dolandırıcı, mağdura daha fazla güvence vermek amacıyla bir başka teklif sunar: “Ya da ben sana faturamı göndersem, sen de benim faturamı ödeyebilir misin?” Bu teklif, çoğu zaman mağdurun daha fazla sorgulama yapmadan yanıt vermesini sağlar. Dolandırıcı, mağdura ödeme yapması veya telefon numarasını doğrulaması için sahte bir link gönderir. Bu link, aslında telekomünikasyon şirketinin logosuyla süslenmiş ve güvenilir bir siteye benzetilmiş sahte bir sayfaya yönlendirir. Bu aşamada, mağdur şüphe duymadan kişisel bilgilerini, banka şifrelerini veya kredi kartı bilgilerini girer.
Dolandırıcılar, mağdurların güvenini kazanmak için teknolojiyi kullanarak çok ince bir oyun oynar. Gerçekten de, bu tür dolandırıcılıklar genellikle son derece inandırıcıdır ve mağdurlar, farkında olmadan kişisel bilgilerini tehlikeye atarlar. Yargıtay, dijital dolandırıcılıkla ilgili verdiği bazı kararlarla, mağdurların korunmasının ve dolandırıcıların cezalandırılmasının gerekliliğini vurgulamaktadır.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2018/785 E. ve 2018/4506 K. sayılı kararında, benzer bir olayda dolandırıcının mağdura telefonla ulaşarak "Yanlışlıkla faturanı ödedim, geri iade eder misin?" şeklinde bir teklif sunduğu ve ardından sahte ödeme sayfası gönderdiği belirtilmiştir. Yargıtay, bu tür dolandırıcılıkları "haksız menfaat temin etmek amacıyla yapılan dolandırıcılık" olarak değerlendirmiş ve sanığı cezalandırmıştır. Bu karar, dolandırıcıların mağdurları güvenini kazanarak kişisel bilgilerini çalmaya yönelik eylemlerinin suç teşkil ettiğini ortaya koymaktadır.
Bir diğer Yargıtay kararında (Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2019/1179 E. ve 2019/3245 K.), dolandırıcının mağdura önce “Faturayı yanlışlıkla ödedim” diyerek güven kazandığı, ardından da dolandırıcının sahte ödeme linkini göndermesi ile mağdurun banka bilgilerini ele geçirdiği anlaşılmıştır. Yargıtay, bu eylemi de dijital ortamda işlenen dolandırıcılık suçlarından sayarak sanığı cezalandırmıştır. Kararda, mağdurlara dijital ortamda yapılan dolandırıcılıkların her geçen gün arttığı ve bu nedenle hukuki düzenlemelerin daha da güçlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Bu tür dolandırıcılıkların etkili olmasının nedeni, dolandırıcıların iletişimde kullandıkları taktiklerin, mağdurların güvensizliklerini ve kafa karışıklıklarını hedef almasıdır. Dolandırıcıların her adımda daha profesyonel davranmaları, mağdurların dikkatini dağıtarak kişisel bilgilerini çalmalarına olanak tanır.
Telekomünikasyon Alanındaki Güvenlik Zafiyetleri
“Yanlışlıkla faturanı ödedim” dolandırıcılığı, dijital iletişim araçlarının güvenlik açıklarından yararlanarak mağdurları hedef alır. Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte, telefon numaraları ve kişisel bilgiler daha kolay bir şekilde erişilebilir hale gelmiştir. Dolandırıcılar, mağdurları manipüle etmek için genellikle sosyal mühendislik tekniklerini kullanır. Bu durumda, mağdurun telefon numarasının veya hesap bilgilerinin ele geçirilmesi, dolandırıcıların en önemli adımlarından biridir.
Birçok telekomünikasyon şirketi, kullanıcılarının kişisel bilgilerini koruma adına bazı güvenlik önlemleri almış olsa da, bu önlemler çoğu zaman yetersiz kalabilmektedir. Özellikle, SMS yoluyla yapılan kimlik doğrulama işlemleri, bilgisayar korsanlarının saldırılarına açık bir zafiyet yaratmaktadır. Birçok kullanıcı, şüpheli mesajları veya linkleri dikkate almaz ve buna bağlı olarak kişisel bilgileri tehlikeye girebilir.
Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre, telekomünikasyon hizmet sağlayıcıları, kullanıcıların bilgilerini koruma yükümlülüğüne sahiptir. Ancak, CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) md. 135 uyarınca, şüphelilerin telekomünikasyon verilerinin dinlenmesi ve kayda alınması durumu da göz önünde bulundurulduğunda, bu alandaki güvenlik zafiyetlerinin mağdurları korumada ciddi engeller yaratabileceği anlaşılmaktadır. Özellikle dijital dolandırıcılıkta, güvenlik önlemleri eksik olduğunda, mağdurların şüpheli aktiviteleri tespit etmesi oldukça zorlaşmaktadır.
Mağdurların Karşılaştığı Hukuki Sorunlar
“Yanlışlıkla faturanı ödedim” dolandırıcılığı mağdurları, yalnızca finansal kayıplarla değil, aynı zamanda hukuki anlamda da zor bir durumla karşı karşıya kalmaktadır. Mağdurlar, dolandırıcılığa uğradıklarını fark ettiklerinde, suçun nasıl işlendiğini anlamakta zorlanabilirler. Bunun nedeni, dolandırıcıların eylemlerinin dijital ortamda gerçekleştirilmiş olması ve genellikle fiziksel kanıtların bulunmamasıdır. Dolandırıcılar, mağdurlara sahte ödeme sayfaları göndererek kişisel bilgilerini toplar ve bu bilgileri kullanarak finansal suçlar işlerler. Ancak, mağdurun bu durumu tespit etmesi ve hukuki başvuruda bulunması genellikle zaman alır.
Hukuki süreç, dolandırıcılık suçunun dijital ortamda işlendiği durumlarda karmaşık hale gelir. Mağdurlar, CMK md. 135’e dayanarak, dijital verilerin incelenmesini talep edebilirler. Ancak bu talebin yerine getirilmesi, ilgili telekomünikasyon şirketlerinin işbirliğine ve verilerin doğru bir şekilde toplanmasına bağlıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu, bu tür veri incelemelerinde belirli prosedürler öngörür ve dijital delillerin geçerli sayılması için mahkeme kararına dayalı bir işlem yapılması gerekir. Bu durum, mağdurların haklarını savunmalarını zorlaştırabilir.
Yargıtay’ın 2017/ 8459 E. ve 2017/2425 K. sayılı kararında, dijital ortamda gerçekleştirilen dolandırıcılıkla ilgili olarak mağdurun hakları ele alınmış ve mağdurun, dolandırıcıların izlediği yöntemlere dair dijital delillerin CMK hükümlerine uygun şekilde elde edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay, dijital dolandırıcılık olaylarında mağdurların haklarını savunmalarının önemli olduğunu ve bu tür suçlarda dijital kanıtların geçerli kabul edilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Bu bağlamda, dijital dolandırıcılık suçlarına uğrayan mağdurların, hem telekomünikasyon hizmet sağlayıcıları hem de hukuki süreçler açısından karşılaştıkları zorlukları aşabilmeleri için doğru hukuki adımları atması büyük önem taşır.
Dolandırıcılıkla Mücadelede Hukuki Yollar
“Yanlışlıkla faturanı ödedim” dolandırıcılığına uğrayan mağdurlar, yaşadıkları zararın ardından çeşitli hukuki yollarla hakkını arayabilirler. Bu tür dolandırıcılık vakalarında, mağdurların başvurabileceği en önemli mekanizma Türk Ceza Kanunu’ndaki dolandırıcılık suçlarına ilişkin düzenlemelerdir. TCK 157. maddesi, haksız menfaat temin etmek amacıyla başkalarını aldatmak suretiyle malvarlıklarına zarar veren kişilere verilen cezaları belirtir. Bu madde kapsamında, mağdurun bilgi ve rızası dışında yapılan ödeme talepleri, dolandırıcılık suçunu oluşturur.
Mağdurlar, dolandırıcılık suçunun işlendiğini fark ettikleri andan itibaren, en kısa sürede kolluk kuvvetlerine başvurmalıdır. Bu başvuru sonrasında, suçlu kişilerin yakalanması için gerekli araştırmalar başlatılır. Ayrıca, mağdurlar tazminat talepleriyle sivil mahkemelere başvurabilir ve zararın karşılanması için yasal yollara başvurabilirler.
Yargıtay, dolandırıcılıkla ilgili verdiği kararlarda mağdurların korunması gerektiğine dair vurgular yapmaktadır. Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 2019/2385 E. ve 2019/5674 K. sayılı kararında, mağdurun telefon numarası üzerinden yapılan dolandırıcılık eylemi ele alınmış ve dolandırıcılığın tespit edilmesinin ardından sanığa cezalandırma yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu karar, dolandırıcılık suçuna uğrayan kişilerin, hukuki yollarla mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğine dair güçlü bir örnek teşkil etmektedir.
Bir başka Yargıtay kararında (Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2020/1803 E. ve 2020/6571 K.), dolandırıcılıkla ilgili bir siber suç olayında, mağdura gönderilen sahte ödeme sayfasının, dolandırıcının suç işleme amacını belirleyici bir unsur olarak kabul edilmiştir. Yargıtay, mağdurun dijital ortamda uğradığı zararın, maddi ve manevi tazminat talepleriyle giderilebileceğine hükmetmiştir. Yargıtay bu kararda, dijital suçlarla mücadele için hukuki yolların etkin bir şekilde kullanılmasının önemine dikkat çekmiştir.
Dolandırıcılıkla Mücadelede Alınabilecek Önlemler
"Yanlışlıkla faturanı ödedim" dolandırıcılığı gibi dijital ortamda gerçekleştirilen suçlarla mücadele etmek için, bireylerin ve kurumların alabileceği çeşitli önlemler vardır. Öncelikle, kişisel bilgilerin korunması konusunda duyarlı olunmalıdır. Dolandırıcılar, mağdurların telefon numaralarını, banka hesap bilgilerini veya kredi kartı bilgilerini elde etmek amacıyla çeşitli yöntemlere başvurur. Bu nedenle, kişisel bilgilerinizi asla güvensiz ortamlarda paylaşmamak ve şüpheli linklere tıklamamak çok önemlidir.
Bireylerin telefonlarını ve dijital cihazlarını korumak için güncel güvenlik yazılımları kullanmaları, şüpheli mesajlara karşı dikkatli olmaları gerekmektedir. Özellikle telekomünikasyon şirketlerinden gelen mesajlar, doğrudan ödeme talepleri içermemelidir. Eğer bir ödeme talebi alırsanız, bu talebin doğruluğunu şirketin resmi kanalları üzerinden kontrol etmek gerekir. Ayrıca, kişisel bilgilerinizi yalnızca güvenilir ve onaylı sitelerde paylaşmalısınız.
Yargıtay, dijital dolandırıcılık suçlarına ilişkin verdiği kararlarında, mağdurların korunması için telekomünikasyon şirketlerinin de sorumluluk taşıdığını belirtmiştir. Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2018/2535 E. ve 2018/3462 K. sayılı kararında, dolandırıcılıkla mücadelede telekomünikasyon hizmet sağlayıcılarının veri güvenliğine ilişkin sorumlulukları önemle vurgulanmıştır. Bu karar, kurumların dijital güvenlik önlemlerini artırmalarının gerekliliğine dair bir örnek teşkil etmektedir.
Ayrıca, Yargıtay’ın 2020 tarihinde verdiği bir başka kararda (Yargıtay 13. Ceza Dairesi, 2020/1453 E. ve 2020/4237 K.) dolandırıcılık suçlarının dijital ortamda işlendiği ve suçluların tespitinde dijital delillerin önemine değinilmiştir. Yargıtay, suçluların dijital yollarla gerçekleştirdikleri eylemler sonucu mağdurların uğradığı zararın daha kolay giderilebilmesi için etkili dijital güvenlik önlemlerinin alınması gerektiğini belirtmiştir.
Bu kararlar, dijital dolandırıcılık ile mücadele etmek adına toplumsal sorumluluğun arttırılmasının ve hukuki süreçlerin etkin bir şekilde uygulanmasının gerekliliğini gözler önüne sermektedir.
Dolandırıcılık Suçlarında Cezai Yaptırımlar ve Hukuki Sonuçlar
“Yanlışlıkla faturanı ödedim” dolandırıcılığı gibi suçlar, Türk Ceza Kanunu çerçevesinde ciddi yaptırımlara tabi tutulmaktadır. Dolandırıcılık suçu, TCK 157. maddesi uyarınca, haksız menfaat temin etmek amacıyla başkalarını aldatmak suretiyle malvarlıklarına zarar veren kişiler için cezai sorumluluk doğurmaktadır. Bu suçun faili, mağdurdan haksız bir şekilde para, değerli eşya veya başka bir menfaat elde etmeye çalışırken, mağdurun rızası dışında hareket eder. Dolayısıyla, dolandırıcılık suçunun meydana gelmesiyle birlikte, mağdurun uğradığı zararın yanı sıra suçlu kişi de cezai sorumluluk taşır.
Ceza Kanunu’na göre, dolandırıcılık suçunu işleyen kişiye verilecek cezalar, suçun işlendiği koşullara göre değişebilir. Örneğin, suçun profesyonel bir şekilde işlenmesi, suçun daha ağır cezalandırılmasına neden olabilir. Ayrıca, dijital ortamda işlenen dolandırıcılık suçlarında, suçluların yargılanmasında, bu suçların teknolojik araçlarla gerçekleştirilmesi, cezaların ağırlaştırılmasına neden olabilmektedir. Yargıtay, dijital dolandırıcılık suçlarının daha karmaşık ve daha geniş bir etkisi olduğu görüşünü benimsemektedir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin 2019/1865 E. ve 2019/5645 K. sayılı kararında, dijital ortamda gerçekleştirilen bir dolandırıcılık suçunun sonucunda, mağdura gönderilen sahte ödeme sayfasının suçun işlendiği araç olarak kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, sanığa verilen ceza artırılmış ve mağdurun mağduriyetinin tazmin edilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Bu karar, dijital dolandırıcılıkla mücadelede cezai yaptırımların ne kadar önemli olduğuna dair önemli bir örnektir.
Bir diğer Yargıtay kararı, 2020/2324 E. ve 2020/7861 K. sayılı kararda, dolandırıcılık suçunun telefon numarası üzerinden yapıldığı ve sahte ödeme linki gönderilerek mağdurun kişisel bilgilerine erişildiği anlaşılmıştır. Yargıtay, sanığa verilen cezayı artırmış ve dolandırıcılık suçlarının dijital ortamlarda işlendiği takdirde cezaların ağırlaştırılabileceğini belirtmiştir.
Kendinizi bu denli bir duruma yakın hissediyorsanız, zaman kaybetmeden bize ulaşın.
Dolandırıcılık, özellikle dijital ortamda her geçen gün daha sofistike hale gelmektedir. “Yanlışlıkla faturanı ödedim” gibi yöntemlerle yapılan dolandırıcılıklar, sadece maddi kayıplara yol açmakla kalmaz, kişisel verilerinizi tehlikeye atarak çok daha büyük zararlara neden olabilir. Bu tür dolandırıcılıklardan korunmak için dikkatli olmalı, şüpheli mesajlardan kaçınmalı ve kişisel bilgilerinizi yalnızca güvenilir kaynaklarla paylaşmalısınız. Unutmayın, hukuki haklarınızı savunmak için hızlı hareket etmek ve doğru adımları atmak, mağduriyetinizi en aza indirgemek adına son derece önemlidir. Dijital dünyada güvenlik önlemleri almak, sadece bireysel değil, toplumsal bir sorumluluktur.
Avukat Emre METİN, Ocak - 2025
Comments