İnternet Site ve İçeriklerine Erişim Engeli Getirme
- Emre METİN
- 21 Şub
- 7 dakikada okunur

İnternet, bilgiye erişimin en hızlı ve yaygın yollarından biri olarak bireylerin ve kurumların günlük yaşamında önemli bir yer tutmaktadır. Ancak, internet ortamında paylaşılan içeriklerin bazı durumlarda hukuka aykırı olması nedeniyle, belirli web sitelerine veya içeriklere erişimin engellenmesi hukuki bir gereklilik haline gelebilmektedir. Türkiye’de erişim engeli kararları, özellikle kişilik haklarının ihlali, özel hayatın gizliliğinin korunması, suçun önlenmesi ve kamu düzeninin sağlanması gibi nedenlerle alınmaktadır.
Erişim engeli, teknik olarak belirli bir internet sitesine, sayfaya veya içeriğe kullanıcıların ulaşımının kısıtlanmasını ifade etmektedir. Bu tür tedbirler, 5651 sayılı Kanun ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde düzenlenmiş olup, hem yargı mercileri hem de belirli idari makamlar tarafından uygulanabilmektedir. Ancak, erişim engeli kararları ifade özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkı gibi temel haklarla doğrudan ilişkili olduğundan, hukuki dayanaklarının iyi belirlenmesi gerekmektedir.
Bu makalede, internet siteleri ve içeriklerine erişim engeli getirilmesi süreci, hukuki dayanakları, ilgili tarafların yükümlülükleri ve itiraz yolları ele alınacaktır. Aynı zamanda erişim engelinin hukuki çerçevesi incelenerek, ifade özgürlüğü ve kamu yararı arasındaki dengenin nasıl kurulduğu üzerinde durulacaktır.
Bu başlık altında okuyacağınız başlıklara göz atın.
Giriş
Erişim Engeli Kavramı ve Hukuki Dayanağı
5651 Sayılı Kanun ve Erişim Engeli Düzenlemeleri
İçerik, Yer ve Erişim Sağlayıcılarının Yükümlülükleri
Mahkeme Kararı ile Erişim Engeli Süreci
İdari Makamlar Tarafından Erişim Engeli Getirilmesi
Erişim Engeli Kararlarına Karşı İtiraz ve Hukuki Yollar
Erişim Engeli ile İfade Özgürlüğü Dengesi
Sonuç
Erişim Engeli Kavramı ve Hukuki Dayanağı
Erişim engeli, belirli bir internet sitesi, sayfa veya içeriğe kullanıcıların ulaşımının teknik yöntemlerle kısıtlanması anlamına gelmektedir. Bu kavram, özellikle hukuka aykırı içeriklerin yayılmasını önlemek ve bireylerin veya kamu düzeninin korunmasını sağlamak amacıyla uygulanmaktadır. Türkiye’de erişim engeli kararları, temel olarak 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun çerçevesinde düzenlenmektedir.
5651 sayılı Kanun, internet ortamında yer alan içeriklerin hukuka uygunluğunu denetlemeye yönelik çeşitli mekanizmalar getirmiştir. Bu kanun kapsamında, erişim engeli kararları iki temel şekilde uygulanmaktadır. Bunlardan ilki, mahkemeler tarafından verilen erişim engeli kararlarıdır. Kişilik haklarının ihlali, özel hayatın gizliliğinin ihlali veya suç unsuru içeren içeriklerin tespiti halinde, ilgili kişiler veya kurumlar yargı mercilerine başvurarak erişim engeli talep edebilmektedir. İkinci yöntem ise idari makamlar tarafından doğrudan verilen erişim engeli kararlarıdır. Özellikle Milli güvenlik, kamu düzeni veya suçun önlenmesi gibi durumlarda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) veya diğer yetkili idari organlar tarafından erişim engelleme tedbirleri uygulanabilmektedir.
Erişim engeli kararları, yalnızca belirli bir web sitesini tamamen engellemekle sınırlı olmayıp, aynı zamanda belirli içeriklere veya sayfalara yönelik de uygulanabilmektedir. Bu kararların hukuki geçerliliği ve uygulama yöntemleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğü hakkına ilişkin hükümleri ve Anayasa’nın ilgili maddeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Erişim engelinin keyfi veya ölçüsüz bir şekilde uygulanması, ifade özgürlüğünü ihlal edebileceğinden, her somut olayda hukuki denetimin titizlikle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
5651 Sayılı Kanun ve Erişim Engeli Düzenlemeleri
5651 sayılı Kanun, internet ortamında yapılan yayınları düzenlemek ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele etmek amacıyla yürürlüğe girmiştir. Bu kanun kapsamında, hukuka aykırı içeriklerin internet üzerinden yayılmasını önlemek için erişim engeli tedbiri öngörülmüştür. Kanunun temel amacı, bireylerin haklarını korumak, kamu düzenini sağlamak ve suç teşkil eden içeriklerin yayılmasını engellemektir.
Kanunun 8. ve 8/A maddeleri, erişim engeli kararlarının hangi durumlarda ve hangi usullerle uygulanacağını düzenlemektedir. 8. madde kapsamında, katalog suçlar olarak adlandırılan belirli suç tipleri için erişim engeli getirilebilmektedir. Bu suçlar arasında çocukların cinsel istismarı, müstehcenlik, fuhuş, intihara yönlendirme ve uyuşturucu madde kullanımını özendirme gibi fiiller yer almaktadır. Bu tür içeriklere erişimin engellenmesi, sulh ceza hakimlikleri veya yetkili idari makamlar tarafından talep edilebilmektedir.
8/A maddesi ise özellikle kamu düzeni ve milli güvenliğe ilişkin içerikler bakımından düzenlenmiştir. Bu madde kapsamında, Milli İstihbarat Teşkilatı ve diğer ilgili kamu kurumlarının talebi üzerine, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı tarafından doğrudan erişim engeli kararı verilebilmektedir. Bu tür kararlar, acil durumlarda hızlı bir şekilde uygulanmakta olup, daha sonra yargı denetimine tabi tutulmaktadır. 5651 sayılı Kanun, erişim engeli kararlarının uygulanması ve denetimi konusunda hukuki bir çerçeve sunmakta olup, bu çerçevenin temel hak ve özgürlüklerle dengeli bir şekilde uygulanması gerekmektedir.
İçerik, Yer ve Erişim Sağlayıcılarının Yükümlülükleri
5651 sayılı Kanun, internet ortamında faaliyet gösteren farklı aktörlere çeşitli sorumluluklar yüklemektedir. Bu aktörler, içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı ve erişim sağlayıcı olarak üç ana gruba ayrılmaktadır. Her bir grup, hukuka aykırı içeriklerin tespiti, bildirilmesi ve engellenmesi konusunda farklı yükümlülüklere tabidir.
İçerik sağlayıcı, internet ortamında yayımlanan her türlü bilginin sahibidir veya bu bilgiyi üreten kişidir. Kanun kapsamında, içerik sağlayıcılar paylaştıkları içeriklerden sorumlu olup, üçüncü kişilerin haklarını ihlal eden veya suç teşkil eden paylaşımlar nedeniyle hukuki ve cezai sorumluluk altına girebilmektedir. İçerik sağlayıcılar, erişim engeli kararına konu olan içeriklerin kaldırılmasından doğrudan sorumludur.
Yer sağlayıcı, internet üzerindeki içeriklere barındırma hizmeti sunan kişi veya kuruluşları ifade etmektedir. Web siteleri ve dijital platformlar, faaliyetlerini sürdürebilmek için yer sağlayıcılardan hizmet almak zorundadır. Yer sağlayıcıların en önemli yükümlülüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) kayıtlı olmaktır. Ayrıca, hukuka aykırı içeriklere ilişkin kendilerine yapılan bildirimleri dikkate alarak, erişimi engellenen içeriklere ilişkin gerekli teknik tedbirleri almak zorundadırlar.
Erişim sağlayıcı, kullanıcıların internet ortamındaki içeriklere ulaşmasını sağlayan şirketlerdir. Telekomünikasyon operatörleri ve internet servis sağlayıcıları bu kapsama girmektedir. 5651 sayılı Kanun kapsamında, erişim sağlayıcıların Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne (ESB) üye olmaları zorunludur. Mahkemeler veya yetkili idari makamlar tarafından verilen erişim engeli kararlarını uygulamakla yükümlüdürler. Erişim sağlayıcılar, erişimi engellenen içeriklere yönelik yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde idari para cezası ile karşı karşıya kalabilmektedir.
5651 sayılı Kanun’un belirlediği bu yükümlülükler, internet ortamında suç teşkil eden içeriklerin yayılmasını önlemeyi amaçlamakta olup, aynı zamanda bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunmasını sağlamaya yöneliktir. Bu nedenle, içerik, yer ve erişim sağlayıcılarının mevzuata uygun hareket etmeleri büyük önem taşımaktadır.
Mahkeme Kararı ile Erişim Engeli Süreci
İnternet ortamında yer alan belirli içeriklerin veya web sitelerinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla erişimin engellenmesi için mahkeme kararına başvurulabilmektedir. 5651 sayılı Kanun kapsamında, erişim engeli kararları genellikle sulh ceza hakimlikleri tarafından verilmektedir. Mahkeme kararı ile erişim engeli getirilmesi süreci, başvuru, inceleme, karar ve uygulama aşamalarından oluşmaktadır.
Başvuru süreci, hukuka aykırılığı iddia eden gerçek veya tüzel kişilerin ilgili mahkemeye talepte bulunması ile başlar. Başvurular, genellikle kişilik haklarının ihlali, özel hayatın gizliliğinin ihlali veya suç unsuru içeren içeriklerin varlığı gibi nedenlere dayanılarak yapılmaktadır. Mahkeme, başvuruyu değerlendirirken Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri çerçevesinde ifade özgürlüğü ile birey haklarını dengelemek zorundadır.
Mahkeme, yapılan inceleme sonucunda erişim engeli kararını uygun görürse, bu karar Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) iletilerek uygulanır. Karar, doğrudan belirli bir içerik hakkında verilebileceği gibi, bütün bir internet sitesi için de alınabilmektedir. Mahkeme kararına dayalı erişim engelleri, genellikle belirli bir süre içerisinde değerlendirilerek hukuka uygunluğu açısından denetime tabi tutulmaktadır.
İdari Makamlar Tarafından Erişim Engeli Getirilmesi
Bazı durumlarda, mahkeme kararına gerek duyulmaksızın, idari makamlar tarafından doğrudan erişim engeli getirilebilmektedir. Bu yetki, özellikle kamu düzeninin ve milli güvenliğin korunması amacıyla 5651 sayılı Kanun’un 8/A maddesi kapsamında düzenlenmiştir. İlgili mevzuata göre, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı, belirli hallerde erişim engeli kararını resen alabilmekte ve derhal uygulamaya koyabilmektedir.
İdari makamlar tarafından erişim engeli kararı alınmasının en yaygın sebepleri arasında, terör propagandası, kamu düzenini tehdit eden içerikler, çocuk istismarı ve müstehcenlik yer almaktadır. Bu tür içeriklere ilişkin erişim engeli kararları, ilgili kamu kurumlarının talebi üzerine veya doğrudan BTK tarafından alınabilmektedir. BTK’nın verdiği erişim engeli kararları, uygulanmalarını takiben en geç 24 saat içerisinde sulh ceza hakimliğinin onayına sunulmak zorundadır. Hakimlik, yapılan başvuruyu değerlendirerek erişim engeli kararının devamına veya kaldırılmasına karar verebilir.
İdari makamlar tarafından verilen erişim engeli kararları, özellikle acil durumlarda hızlı bir müdahale aracı olarak kullanılsa da, ifade özgürlüğü ve hukuki güvenceler açısından belirli tartışmalara yol açmaktadır. Bu nedenle, idari kararların yargı denetimine tabi tutulması ve ölçülülük ilkesine uygun şekilde uygulanması büyük önem taşımaktadır.
Erişim Engeli Kararlarına Karşı İtiraz ve Hukuki Yollar
Erişim engeli kararları, internet kullanıcılarının bilgiye erişim hakkını ve ifade özgürlüğünü doğrudan etkileyen tedbirlerdir. Bu nedenle, hukuka aykırı veya ölçüsüz bir şekilde uygulanan erişim engellerine karşı yargı yolları açık tutulmuş ve ilgililerin itiraz hakkı düzenlenmiştir. 5651 sayılı Kanun kapsamında, erişim engeli kararlarına karşı sulh ceza hakimlikleri nezdinde itirazda bulunulabilmektedir.
Mahkeme kararıyla getirilen erişim engellerine karşı itiraz hakkı, ilgili taraflara tanınmış bir hukuki yol olup, kararın tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içinde sulh ceza hakimliğine başvurulması gerekmektedir. İtiraz dilekçesinde, erişim engelinin hukuka aykırı olduğu, ifade özgürlüğünü ihlal ettiği veya ölçülülük ilkesine aykırı olduğu gibi gerekçeler öne sürülebilir. Hakimlik, yapılan itirazı değerlendirerek erişim engeli kararını kaldırabilir veya devamına hükmedebilir.
İdari makamlar tarafından verilen erişim engeli kararlarına karşı da hukuki itiraz mekanizmaları bulunmaktadır. BTK veya diğer yetkili kurumlar tarafından alınan erişim engeli kararları, uygulandıktan sonra en geç 24 saat içinde sulh ceza hakimliğinin onayına sunulmalıdır. Bu süreçte, ilgili kişiler veya kuruluşlar, kararın iptali için yargıya başvurabilir. Ayrıca, erişim engelinin temel hakları ihlal ettiğini düşünen kişiler, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunarak ifade özgürlüğü ihlali iddiasında bulunabilirler.
Erişim engeli kararlarına karşı hukuki yolların açık tutulması, hem bireylerin temel haklarını korumak hem de yargısal denetimi sağlamak açısından büyük önem taşımaktadır. Bu süreçte, yargı organlarının içtihatları ve uluslararası sözleşmelerin getirdiği güvenceler dikkate alınarak kararların orantılı ve ölçülü bir şekilde uygulanması gerekmektedir.
Erişim Engeli ile İfade Özgürlüğü Dengesi
Erişim engeli kararları, hukuki bir zorunluluk olarak uygulanırken, diğer yandan ifade özgürlüğü ile bilgiye erişim hakkını doğrudan etkileyen tedbirler arasında yer almaktadır. Anayasa’nın 26. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi, ifade özgürlüğünü güvence altına almaktadır. Ancak bu hak mutlak olmayıp, kamu düzeninin sağlanması, kişilik haklarının korunması ve suçla mücadele amacıyla belirli sınırlandırmalara tabi tutulabilmektedir.
İfade özgürlüğü ile erişim engeli arasındaki denge, ölçülülük ilkesi çerçevesinde değerlendirilmelidir. Hukuka aykırı içeriklerin yayılmasını önlemek amacıyla alınan erişim engeli kararları, yalnızca gerekli ve orantılı olduğu ölçüde uygulanmalıdır. Özellikle tüm bir internet sitesine erişimin engellenmesi yerine, belirli içeriklerin hedeflenmesi daha dengeli bir uygulama sağlayacaktır. Aksi halde, bir içerik nedeniyle tüm bir platformun engellenmesi, bilgiye erişim hakkının ihlaline yol açabilir.
Türkiye’de erişim engeli uygulamaları, zaman zaman uluslararası insan hakları standartları ile çeliştiği yönünde eleştirilere konu olmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ifade özgürlüğüne ilişkin içtihatları, erişim engeli kararlarının dar kapsamlı, belirli ve denetlenebilir olması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu çerçevede, erişim engeli tedbirlerinin demokratik toplum düzeninin gerekleriyle uyumlu olması ve keyfi uygulamalara yol açmaması büyük önem taşımaktadır.
Sonuç
Erişim engeli, internet ortamında hukuka aykırı içeriklerin yayılmasını önlemek amacıyla uygulanan önemli bir hukuki tedbirdir. 5651 sayılı Kanun, erişim engeli kararlarının usul ve esaslarını belirleyerek, kişilik haklarının korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç teşkil eden içeriklerle mücadele edilmesi yönünde bir çerçeve sunmaktadır. Bu süreçte, içerik, yer ve erişim sağlayıcılarının yükümlülükleri net bir şekilde düzenlenmiş olup, hukuka uygun hareket etmeyen taraflara çeşitli yaptırımlar öngörülmüştür.
Erişim engeli kararlarının alınması ve uygulanması sürecinde, mahkeme ve idari makamlar yetkilendirilmiş olup, özellikle sulh ceza hakimlikleri ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) önemli bir rol üstlenmektedir. Ancak bu tür kararların, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan ifade özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkı ile dengeli bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Hukuka aykırı içeriklerin engellenmesi amacıyla alınan tedbirler, ölçülülük ve orantılılık ilkelerine uygun olmalı, aynı zamanda bireylerin temel hak ve özgürlüklerini ihlal etmeyecek şekilde düzenlenmelidir.
Erişim engeli kararlarına karşı itiraz ve hukuki yolların açık tutulması, demokratik hukuk devletinin temel ilkelerinden biridir. Yargı denetimi, bu tür tedbirlerin keyfi veya hukuka aykırı şekilde uygulanmasının önüne geçmek için hayati önem taşımaktadır. Bu bağlamda, erişim engeli mekanizmasının, hukukun genel ilkeleri çerçevesinde şeffaf, denetlenebilir ve ölçülü bir şekilde uygulanması gerekmektedir.
Kendinizi bu denli bir duruma yakın hissediyorsanız, zaman kaybetmeden bize ulaşın.
İnternet özgürlüğü, modern toplumların temel yapı taşlarından biridir, ancak bu özgürlük, başkalarının hakları ve kamu düzeniyle dengede tutulmalıdır. Erişim engeli gibi hukuki tedbirler, yalnızca gerekçe ve denetimle uygulanmalı, bireylerin ifade özgürlüğü ve bilgiye erişim hakları ihlal edilmeden çözümler üretilmelidir. Bu dengeyi sağlamak, hukuk sistemimizin en önemli sorumluluklarındandır.
Avukat Emre METİN, Şubat - 2025
Comentários