HTS Nedir? HTS Kayıtları Ne Kadar Süre Tutulur?
- Berker HASGÜL
- 26 Mar
- 8 dakikada okunur

Haberleşme Trafik Bilgisi (HTS), bir elektronik haberleşme hizmeti kapsamında gerçekleşen iletişim hareketlerinin kayıt altına alınmasını ifade eder. HTS kayıtları, belirli bir telefon numarası ya da cihazın hangi tarihlerde, hangi saatlerde, hangi baz istasyonları üzerinden haberleşme kurduğunu ve hangi numaralarla iletişimde bulunduğunu gösteren verilerdir. Bu kayıtlar, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) kapsamında delil niteliği taşıyabilir ve birçok soruşturma ve kovuşturma sürecinde etkin bir şekilde kullanılmaktadır.
HTS kayıtları, doğrudan konuşmaların içeriğini değil, yalnızca haberleşmenin teknik verilerini içerir. Bu nedenle, 5271 sayılı CMK ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) çerçevesinde belirli yasal sınırlamalara tabidir. Telekomünikasyon yoluyla iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması gibi işlemler 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu (PVSK) ile 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nda düzenlenen özel şartlara bağlıdır. Hukuka uygun şekilde elde edilen HTS verileri, ceza muhakemesinde delil olarak değerlendirilebilir ve yargılama sürecine etki edebilir.
HTS kayıtlarının kullanım alanı, yalnızca ceza soruşturmaları ile sınırlı olmayıp, özel hukuk davalarında ve idari soruşturmalarda da gündeme gelebilmektedir. Ancak, bu kayıtların hukuka uygun elde edilmesi ve işlenmesi büyük önem taşımaktadır. Hukuka aykırı yollarla elde edilen veya saklanma süresi dışında kullanılan HTS kayıtları, hukuki ve cezai yaptırımlara yol açabilir. Bu nedenle, HTS kavramı, hukuki dayanakları, elde edilme yöntemleri ve saklanma süreleri yönünden detaylı bir şekilde ele alınmalıdır.
Bu başlık altında okuyacağınız başlıklara göz atın.
Giriş
HTS Kavramının Tanımı ve Kapsamı
HTS Kayıtlarının Hukuki Dayanağı
HTS Kayıtlarının Elde Edilme Yöntemleri
HTS Kayıtlarının Ceza Muhakemesinde Kullanımı
HTS Kayıtlarının Saklanma Süresi ve Silinme Şartları
HTS Kayıtlarının Kişisel Veriler Açısından Değerlendirilmesi
HTS Kayıtlarının Hukuka Aykırı Elde Edilmesi ve Yaptırımları
Sonuç
HTS Kavramının Tanımı ve Kapsamı
Haberleşme Trafik Bilgisi (HTS), elektronik haberleşme sağlayıcıları tarafından tutulan ve belirli bir abonenin veya cihazın haberleşme hareketlerini içeren kayıtları ifade eder. Bu kayıtlar, iletişimin içeriğini değil, yalnızca teknik verileri kapsar. HTS verileri, bir telefon numarasının hangi tarihte, hangi saatte, hangi baz istasyonu üzerinden hangi numarayla iletişim kurduğunu, çağrının süresini ve yönünü gösteren bilgileri içerir. Bu veriler, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında elektronik haberleşme hizmeti sunan işletmeciler tarafından tutulmakta ve belirli bir süre saklanmaktadır.
HTS kayıtları, yalnızca telefon görüşmelerine ilişkin verileri değil, aynı zamanda kısa mesaj (SMS), internet erişim noktaları ve mobil veri kullanımı gibi çeşitli haberleşme hareketlerini de içerebilir. Ancak bu kayıtlar, içerik bilgisini kapsamadığından, haberleşmenin gizliliğini ihlal etmeden belirli yasal düzenlemeler çerçevesinde incelenebilir. CMK uyarınca, soruşturma veya kovuşturma aşamalarında delil olarak kullanılabilir ve şüpheli veya sanık ile ilgili haberleşme hareketlerinin analiz edilmesine olanak tanır.
HTS verileri, suç soruşturmaları ve kovuşturmalarında başvurulan önemli delil kaynaklarından biri olup, özellikle iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması gibi tedbirlerden farklı bir hukuki statüye sahiptir. Telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi, Anayasa’nın haberleşme özgürlüğüne ilişkin hükümleri çerçevesinde sıkı denetime tabi tutulurken, HTS kayıtları belirli prosedürlere uygun şekilde talep edilebilir ve adli mercilerce değerlendirilebilir. Bu nedenle, HTS kavramının kapsamı ve hukuki sınırları dikkatle ele alınmalıdır.
HTS Kayıtlarının Hukuki Dayanağı
Haberleşme Trafik Bilgisi (HTS) kayıtlarının tutulması, saklanması ve yetkili makamlarca incelenmesi belirli hukuki düzenlemelere tabi olup, bu düzenlemeler hem bireylerin temel hak ve özgürlüklerini koruma amacını taşımakta hem de ceza soruşturmaları ve kovuşturmalarında delil elde edilmesini sağlamaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu, HTS kayıtlarının hukuki dayanağını oluşturan temel yasal metinler arasında yer almaktadır. Ayrıca, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında da bu verilerin işlenmesine ve saklanmasına ilişkin hükümler bulunmaktadır.
HTS kayıtlarına erişim, CMK’nın 135. maddesi kapsamında iletişimin denetlenmesi tedbirleri arasında değerlendirilmekte olup, belirli suçlar bakımından hakim kararıyla veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle talep edilebilir. Ancak, savcılık emriyle yapılan taleplerin 24 saat içinde hakim onayına sunulması zorunludur. Hakim tarafından onaylanmayan kayıt talepleri hükümsüz sayılmaktadır. Bu düzenleme, bireylerin haberleşme özgürlüğünü ve özel hayatın gizliliğini güvence altına almak amacıyla getirilmiştir.
HTS kayıtlarının tutulması ve saklanma süresi, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ve ilgili yönetmeliklerde belirlenmiştir. Elektronik haberleşme sağlayıcıları, kullanıcılarına ait HTS verilerini belirli sürelerle saklamakla yükümlüdür. Ancak, bu kayıtların saklanma süresi dolduğunda imha edilmesi gerekmektedir. HTS kayıtlarının hukuka aykırı şekilde elde edilmesi, saklanması veya paylaşılması, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ilgili hükümleri çerçevesinde cezai yaptırıma tabi tutulmakta olup, bu kapsamda sorumlular hakkında çeşitli yaptırımlar öngörülmektedir.
HTS Kayıtlarının Elde Edilme Yöntemleri
Haberleşme Trafik Bilgisi (HTS) kayıtlarının elde edilmesi, hukuki düzenlemeler çerçevesinde belirli usul ve esaslara tabi olup, bu kayıtların talep edilmesi ve incelenmesi sıkı denetim mekanizmalarına bağlanmıştır. HTS kayıtlarının temin edilmesi, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve Elektronik Haberleşme Kanunu başta olmak üzere çeşitli mevzuatlar kapsamında düzenlenmiştir. Yetkili makamların bu kayıtlara erişimi, hukuka uygunluk şartına bağlıdır ve keyfi biçimde elde edilmesi veya kullanılması ağır hukuki ve cezai yaptırımlara neden olabilir.
Ceza soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde HTS kayıtlarının talep edilmesi, CMK’nın 135. maddesi uyarınca iletişimin denetlenmesi kapsamında değerlendirilir. Bu çerçevede, ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlar bakımından, ancak bir hâkim kararıyla veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle talep edilebilir. Savcının verdiği kararın 24 saat içinde hâkim onayına sunulması ve hâkim tarafından onaylanmayan kayıt taleplerinin derhal hükümsüz sayılması gerekmektedir. Bu düzenlemeler, bireylerin özel hayatın gizliliği hakkını koruma amacı taşımaktadır.
HTS kayıtlarının elde edilmesi sürecinde, elektronik haberleşme sağlayıcıları, kendilerine yöneltilen adli ve idari talepleri yerine getirirken mevzuata uygun hareket etmekle yükümlüdür. Yetkili makamlardan gelen talepler, belirlenen yasal çerçevede değerlendirilerek ilgili kurumlara iletilir. Ancak, HTS kayıtlarının hukuka aykırı biçimde ele geçirilmesi, paylaşılması veya kullanılması, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 134 ve devamı maddeleri kapsamında kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ve özel hayatın gizliliğinin ihlali suçları çerçevesinde cezai yaptırımlara konu olabilir.
HTS Kayıtlarının Ceza Muhakemesinde Kullanımı
Haberleşme Trafik Bilgisi (HTS) kayıtları, ceza muhakemesinde önemli bir delil kaynağı olarak kullanılabilir. Özellikle telefonla yapılan görüşmelerin, SMS gönderimlerinin, internet bağlantılarının ve diğer haberleşme faaliyetlerinin zaman ve yer bilgilerini içeren HTS verileri, suçların işlenme şekilleri hakkında önemli bilgiler sunabilir. Bu kayıtlar, şüphelilerin suçla bağlantısını ortaya koymada, suçların işlendiği tarihler ve yerlerle ilgili somut deliller sağlamada kritik bir rol oynar. Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) çerçevesinde, HTS kayıtlarının hukuka uygun şekilde elde edilmesi, delil olarak kullanılabilmesi için belirli prosedürlere tabi tutulmaktadır.
HTS verilerinin ceza muhakemesindeki rolü, yalnızca suçların işlenme zamanını tespit etmekle sınırlı değildir. Aynı zamanda, sanıkların suçlu olup olmadığının belirlenmesinde yardımcı olabilir. Örneğin, bir kişinin suç işlediği iddia edilen tarihte, HTS kayıtları o kişinin o saatte başka bir yerde olduğunu kanıtlayabilir, böylece suçsuz olduğunu gösteren bir delil olabilir. Bununla birlikte, HTS verileri yalnızca yardımcı delil olarak kullanılır ve suçun işlenmesiyle ilgili ana delil olarak kabul edilmez. Bu nedenle, HTS kayıtlarının diğer delillerle desteklenmesi ve doğru yorumlanması gerekmektedir.
CMK’nın 135. maddesi uyarınca, HTS kayıtlarının iletişimin denetlenmesi veya kayda alınması yoluyla elde edilmesi, yalnızca hâkim kararıyla veya savcının onayıyla mümkün olur. Bu prosedür, özel hayatın gizliliği ve haberleşme özgürlüğü gibi temel hakların korunması için büyük önem taşır. HTS kayıtlarının kullanımı, yalnızca ceza soruşturmalarında değil, aynı zamanda soruşturma ve kovuşturma sırasında delil niteliği taşıyabilecek tüm haberleşme hareketlerini kapsayacak şekilde geniş bir uygulama alanına sahiptir.
HTS Kayıtlarının Saklanma Süresi ve Silinme Şartları
HTS kayıtlarının saklanma süresi, elektronik haberleşme sağlayıcıları tarafından belirlenen yasal düzenlemelere göre düzenlenmiştir. 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ve bu kanuna dayalı yönetmelikler, HTS kayıtlarının hangi süreyle saklanması gerektiğini belirler. Bu süre, 2014 yılında yapılan bir düzenleme ile en az 1 yıl olarak belirlenmiştir. Elektronik haberleşme sağlayıcıları, her bir kullanıcının iletişim bilgilerini en az bir yıl boyunca saklamak zorundadır. Bu sürenin sonunda, HTS verileri imha edilmek üzere silinir.
HTS kayıtlarının saklanma süresi, genellikle ceza soruşturması ve kovuşturmasının yürütülmesi sırasında delil olarak kullanılabilmesi için belirlenmiştir. Saklama süresi, soruşturma sürecinin tamamlanmasını beklemeden kaydın delil niteliği taşımaya devam etmesini sağlamak amacıyla yeterli bir zaman dilimini kapsar. Ancak, belirli koşullar altında, bu süreler uzatılabilir. Örneğin, soruşturmanın devam etmesi veya davanın açılması halinde, ilgili mahkeme kararına dayanarak kayıtlar daha uzun süre saklanabilir.
HTS verilerinin silinmesi, yasal saklama süresi sona erdikten sonra gerçekleştirilir. Saklama süresi biten HTS kayıtları, ilgili yasalar ve yönetmelikler doğrultusunda güvenli bir şekilde imha edilmelidir. Bu imha işlemi, kişisel verilerin korunmasına yönelik olarak yapılmalıdır. Aksi takdirde, hukuka aykırı şekilde saklanan veriler, kişisel verilerin ihlali suçuna yol açabilir. Bu nedenle, elektronik haberleşme sağlayıcıları ve ilgili diğer kurumlar, saklama süreleri sona eren verilerin imhası konusunda belirli standartlara uymak zorundadır.
HTS Kayıtlarının Kişisel Veriler Açısından Değerlendirilmesi
HTS kayıtları, kişisel verilerin korunması bakımından büyük önem taşır. 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) çerçevesinde, bireylerin iletişim bilgileri, yer ve zaman bilgileri gibi kişisel verilerin işlenmesi belirli sınırlamalara tabidir. HTS verileri, bireylerin telefon görüşmelerine, mesajlaşmalarına ve internet kullanımına ilişkin detayları içerdiği için, kişisel veri kategorisine girer ve bu verilerin işlenmesi yalnızca belirli yasal düzenlemelere uygun şekilde yapılabilir. Kişisel verilerin korunması, sadece özel hayatın gizliliğini sağlamak amacıyla değil, aynı zamanda suçların önlenmesi ve adaletin sağlanması için de önemlidir.
HTS verilerinin kişisel veri olarak değerlendirilmesi, bu verilerin toplanması, saklanması, işlenmesi ve paylaşılması aşamalarında bireylerin rızasına, yasal gerekliliklere ve adli merciler tarafından belirlenen kurallara uyulmasını zorunlu kılar. KVKK, kişisel verilerin yalnızca açık rıza ile işlenmesini esas alırken, aynı zamanda hukuki yükümlülükler doğrultusunda veri işlemenin yapılmasını öngörür. Bu bağlamda, HTS verilerinin yalnızca kanunla yetkilendirilmiş kişi ve kurumlar tarafından talep edilmesi ve kullanılabilmesi mümkündür.
HTS verilerinin hukuka uygun şekilde işlenmemesi durumunda, bireylerin kişisel verileri ihlal edilmiş olur. Böyle bir durumda, kişi ya da kurumlar hakkında KVKK uyarınca idari para cezaları ve cezaî yaptırımlar uygulanabilir. Bu sebeple, HTS verilerinin sadece belirli yasal çerçevede işlenmesi ve korunması gerekir. Ayrıca, kişisel verilerin güvenli bir şekilde saklanması, veri ihlallerinin önlenmesi için gerekli önlemlerin alınması ve belirli süreler sonunda imha edilmesi gerekmektedir.
HTS Kayıtlarının Hukuka Aykırı Elde Edilmesi ve Yaptırımları
HTS kayıtlarının hukuka aykırı şekilde elde edilmesi, kişisel verilerin korunması ve özel hayatın gizliliği ilkesinin ihlali anlamına gelir. Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) çerçevesinde, HTS verilerinin izinsiz bir şekilde elde edilmesi ciddi hukuki sonuçlar doğurur. Özellikle, HTS verilerinin kişilerin izni olmadan, yasal bir dayanak olmadan veya yetkili makamların izni olmadan temin edilmesi durumunda, söz konusu hareketler suç teşkil eder ve cezai sorumluluğa yol açar.
TCK'nın 134. maddesi, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak elde edilmesi ve yayılması suçlarını düzenler. Bu suçun işlenmesi halinde, fail hakkında hapis cezası veya para cezası uygulanabilir. Aynı şekilde, HTS kayıtlarının yetkisiz kişiler tarafından ele geçirilmesi veya bu kayıtların izinsiz olarak paylaşılması, KVKK uyarınca idari para cezaları ile sonuçlanabilir. Hukuka aykırı bir şekilde elde edilen veriler, adli mercilerce geçerli delil olarak kabul edilmez. Bu nedenle, HTS kayıtlarının yalnızca yasal dayanağa sahip bir biçimde elde edilmesi önemlidir.
Hukuka aykırı şekilde elde edilen HTS verilerinin kullanılması, hem kişisel hakları ihlal eder hem de yargılama sürecinin güvenilirliğini zedeler. Bu tür durumlar, ceza muhakemesinde delil değerini kaybetmesine neden olacağı gibi, mahkeme tarafından suçluluğun ispatına dair hukuki belirsizliklere de yol açabilir. Bu bağlamda, HTS kayıtlarının yasalara uygun biçimde elde edilmesi, kişisel verilerin korunması ve adil yargılamanın sağlanması açısından kritik bir öneme sahiptir.
Sonuç
HTS kayıtları, hem ceza muhakemesi süreçlerinde hem de kişisel verilerin korunması bağlamında önemli bir yer tutmaktadır. Elektronik haberleşmenin arttığı günümüzde, HTS verileri, suçların aydınlatılması ve adaletin sağlanması açısından kritik bir öneme sahiptir. Ancak, bu verilerin elde edilmesi, işlenmesi ve saklanması, belirli yasal çerçevelere dayanmakta olup, kişisel verilerin korunmasına yönelik ciddi önlemler gerektirmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve Elektronik Haberleşme Kanunu, HTS verilerinin hukuka uygun şekilde elde edilmesini ve delil olarak kullanılmasını düzenlerken, aynı zamanda kişisel verilerin gizliliğini ihlal etmeyen bir yaklaşım benimsemektedir.
HTS kayıtlarının hukuka uygun bir şekilde elde edilmesi, yalnızca suçların ortaya çıkarılması için değil, aynı zamanda bireylerin özel hayatının ve haberleşme özgürlüğünün korunması açısından da büyük önem taşır. Bu nedenle, HTS verilerinin elde edilmesi sırasında belirli prosedürlerin takip edilmesi, şüphelilerin haklarını ihlal etmeden delil elde edilmesini sağlar. Ayrıca, HTS verilerinin saklanma süresi ve silinmesi konusunda belirlenen yasal sınırlar, kişisel verilerin korunmasına ilişkin temel ilkelerle uyumlu bir şekilde işlemektedir.
Sonuç olarak, HTS kayıtları, adaletin sağlanması adına önemli bir araç olmakla birlikte, aynı zamanda kişisel verilerin korunması için sıkı denetim altında tutulmalıdır. Hukuka aykırı şekilde elde edilen HTS verileri, yargılama süreçlerinde delil olarak kullanılmaz ve ağır cezai sonuçlar doğurur. Bu nedenle, hem yasal düzenlemelere uyulması hem de kişisel verilerin güvenli bir şekilde korunması, hukuk devletinin temellerini oluşturan unsurlar arasında yer almaktadır.
Kendinizi bu denli bir duruma yakın hissediyorsanız, zaman kaybetmeden bize ulaşın.
Haberleşme Trafik Bilgisi (HTS) kayıtları, adaletin sağlanmasında önemli bir araç olmakla birlikte, yasal sınırlar içinde ve hukuka uygun şekilde kullanılmalıdır. Hem suçların çözülmesine katkı sağlamak hem de bireylerin özel hayatının gizliliğini korumak adına, bu verilerin elde edilmesi, işlenmesi ve saklanması büyük bir sorumluluk gerektirir. Her adımda hukuka riayet edilmesi, adil yargılama süreçlerinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için kritik öneme sahiptir. Unutulmamalıdır ki, kişisel verilerin korunması, toplumun güvenliğini ve bireylerin haklarını güvence altına almanın temel taşlarından biridir.
Avukat Berker HASGÜL, Mart - 2025
Commenti