top of page

Cezaların Adli Sicil Arşiv Kaydından Silinme Süreleri

  • Yazarın fotoğrafı: Berker HASGÜL
    Berker HASGÜL
  • 22 Oca
  • 6 dakikada okunur

Adli sicil ve arşiv kayıtları, bireylerin geçmişteki hukuki durumlarını belgeleyen resmi bir kayıt sistemidir. Bu sistem, özellikle cezai bir hüküm giymiş kişilerin hukuki ve idari süreçlerde karşılaşabilecekleri sonuçları belirler. Adli sicil kaydında yer alan bilgiler, bireylerin hak ve yükümlülüklerine etkide bulunabilir ve kamu düzeninin sağlanmasında önemli bir araç olarak kullanılır.


Cezaların adli sicil ve arşiv kaydından silinmesi, hem hukuki hem de toplumsal açıdan önemli bir konudur. Bireylerin yeniden topluma kazandırılmaları, iş hayatında karşılaşabilecekleri engellerin azaltılması ve hak yoksunluklarının giderilmesi gibi hususlar, bu süreçte dikkate alınır. Ancak bu silinme işlemleri, belirli kanuni düzenlemeler ve süreler çerçevesinde gerçekleşir.


Bu makalede, cezaların adli sicil arşiv kaydından silinme süreleri, Türk Ceza Kanunu, Adli Sicil Kanunu ve ilgili diğer mevzuat kapsamında ele alınacak; hangi durumlarda ve hangi koşullarda bu kayıtların silinebileceği ayrıntılı şekilde incelenecektir.



 


Bu başlık altında okuyacağınız başlıklara göz atın.

  1. Giriş
  2. Adli Sicil ve Arşiv Kaydı Kavramları
  3. Adli Sicil Kaydının Hukuki Niteliği ve Önemi
  4. Cezaların Adli Sicil Arşiv Kaydından Silinme Süreleri
  5. Türk Ceza Kanunu’nda Yer Alan Hükümler ve Süreler
  6. Adli Sicil Kanunu’na Göre Hak Yoksunlukları ve Silinme Süreleri
  7. Özel Kanunlarda Düzenlenen Hak Yoksunlukları ve Süreler
  8. Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi Kararı ve Etkileri
  9. Sonuç


 


Adli Sicil ve Arşiv Kaydı Kavramları


Adli sicil kaydı, bir kişinin hukuki geçmişini ve işlediği suçlar nedeniyle aldığı cezaları içeren resmi bir belge niteliği taşır. Bu kayıt, bireyin cezai sorumluluğunun bir göstergesi olarak, kamu kurumları ve özel sektör tarafından belirli durumlarda talep edilir. Adli sicil kaydının içeriği, yalnızca belirli suç türleri ve mahkumiyet kararlarını kapsamakla birlikte, hukukun temel prensipleri çerçevesinde düzenlenmiştir.


Arşiv kaydı ise adli sicil kayıtlarından farklı bir anlam taşır. Adli sicil kayıtları, cezaların infaz edilmesinden sonra belirli şartların gerçekleşmesiyle arşiv kaydına dönüşür. Bu süreç, cezanın infazının tamamlanmasını, kişinin yasal yükümlülüklerini yerine getirmesini ve belirlenen sürelerin dolmasını gerektirir. Arşiv kaydı, daha sınırlı bir erişime tabidir ve yalnızca kanunda belirtilen hallerde kullanılabilir.


Adli sicil ve arşiv kayıtlarının kavramsal ayrımı, hukuki işlemler açısından büyük bir öneme sahiptir. Adli sicil kayıtları genellikle kamuya açık işlemlerde değerlendirilirken, arşiv kayıtları daha çok özel hukuki durumlarda dikkate alınır. Bu ayrımın doğru anlaşılması, hak kayıplarının önlenmesi ve bireylerin hukuki statülerinin korunması açısından temel bir gerekliliktir.



Adli Sicil Kaydının Hukuki Niteliği ve Önemi


Adli sicil kaydı, bireylerin geçmişteki ceza yargılamaları sonucunda aldıkları mahkumiyet kararlarını ve bu kararların hukuki sonuçlarını içeren resmi bir kayıttır. Bu kayıt, hem bireyler hem de devlet açısından önemli hukuki işlevler üstlenir. Adli sicil kaydının temel amacı, kamu düzeninin korunması ve adalet sisteminin etkinliğinin artırılmasıdır.


Hukuki açıdan adli sicil kaydı, bireylerin belirli haklardan yararlanma durumlarını etkileyebilir. Örneğin, bazı kamu görevlerine atanma, belirli meslekleri icra etme veya özel sektör işlemlerinde güvenilirlik açısından adli sicil kaydı sorgulanır. Bu nedenle, adli sicil kaydının doğru ve güncel bilgiler içermesi, hem bireylerin hem de ilgili kurumların haklarının korunması açısından kritik öneme sahiptir.


Adli sicil kaydı, aynı zamanda bireylerin topluma yeniden kazandırılması sürecinde de dikkate alınır. Mahkumiyet kararlarının infaz edilmesi ve belirli sürelerin dolmasıyla birlikte, bireylerin kayıtlarının silinmesi veya arşiv kaydına alınması mümkün olur. Bu süreç, bireylerin geçmiş cezai durumlarından bağımsız bir şekilde sosyal hayata katılmalarına olanak tanır ve adalet sisteminin rehabilitasyon işlevini destekler.



Cezaların Adli Sicil Arşiv Kaydından Silinme Süreleri


Adli sicil kaydından silinme süreleri, Türk hukukunda belirli mevzuatlarla düzenlenmiştir. Bu sürelerin belirlenmesinde, mahkumiyetin türü, cezanın süresi ve işlenen suçun niteliği dikkate alınır. Adli sicil kayıtlarının silinmesine ilişkin hükümler, öncelikli olarak 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nda ve Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiştir.


Adli Sicil Kanunu’nun 12. maddesine göre, cezaların silinmesi şu temel ilkelere dayalıdır: Cezanın infaz edilmesi, belirli sürelerin geçmesi ve bireyin yasaklanmış hakların geri verilmesi kararını alması. Bu süreler aşağıdaki şekilde özetlenebilir:


  • Taksirli suçlar hariç olmak üzere toplam bir yıl veya daha fazla süreli hapis cezaları: Bu tür cezalar, yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınırsa arşiv kaydına alınma tarihinden itibaren 15 yıl, alınmazsa 30 yıl sonra silinir.


  • 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen belirli suçlardan mahkumiyetler: Devletin güvenliğine, anayasal düzene, milli savunmaya, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlar yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınırsa 15 yıl, alınmazsa 30 yıl sonra silinebilir.


  • Adli para cezaları veya bir yıldan az süreli hapis cezaları: Bu mahkumiyetler, arşiv kaydına alınma tarihinden itibaren 5 yıl sonra silinir.


Yukarıda belirtilen süreler, bireylerin cezalarının hukuki etkilerinden kurtulmalarını ve topluma yeniden kazandırılmalarını sağlamayı amaçlar. Ancak bu düzenlemelerin detaylı ve dağınık bir şekilde farklı kanunlarda yer alması, uygulamada karışıklıklara yol açabilmektedir.



 


Türk Ceza Kanununda Yer Alan Hükümler ve Süreler


Türk Ceza Kanunu'nda yer alan bazı suç türleri ve bu suçlardan doğan cezaların adli sicil arşiv kaydından silinme süreleri şu şekildedir:


Bir yıl veya daha fazla süreli hapis cezaları:


  • Taksirli suçlar hariç olmak üzere toplam bir yıl veya daha fazla süreli hapis cezaları, yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınırsa 15 yıl, alınmazsa 30 yıl sonra silinir.


Belirli suçlardan mahkumiyetler:


  • Devletin güvenliğine karşı suçlar.

  • Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar.

  • Milli savunmaya karşı suçlar.

  • Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk.

  • Zimmet.

  • İrtikap.

  • Rüşvet.

  • Hırsızlık.

  • Dolandırıcılık.

  • Sahtecilik.

  • Güveni kötüye kullanma.

  • Hileli iflas.

  • Kaçakçılık suçları.

  • Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama.

  • Resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma.


Bu suçlardan mahkumiyet durumunda, yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınırsa 15 yıl, alınmazsa 30 yıl sonra arşiv kaydı silinebilir.



Adli Sicil Kaydının Silinme Sürecindeki Hukuki İşlemler


Adli sicil kaydının silinmesi, yasal süreçlerin tamamlanması ve bireyin belirli şartları yerine getirmesiyle mümkün olur. Bu süreçte, ilgili kişi ya da avukatı, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulunarak kaydın silinmesini talep edebilir. Talep sürecinde, mahkumiyetin infaz edilip edilmediği, yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınıp alınmadığı gibi unsurlar değerlendirilir.


Adli sicil kaydının silinmesi için öncelikle cezanın infazının tamamlanmış olması gerekir. İnfaz tamamlandıktan sonra, cezanın türüne ve süresine bağlı olarak Adli Sicil Kanunu’nda belirtilen sürelerin geçmesi beklenir. Bu sürelerin sonunda, talep üzerine adli sicil kaydı silinir ve ilgili kişi artık bu kayıtların hukuki sonuçlarına maruz kalmaz.


Silinme süreci, bireylerin hukuki statülerinin yenilenmesi ve topluma yeniden kazandırılması açısından önemli bir adımdır. Ancak bu sürecin yasal mevzuat çerçevesinde dikkatli bir şekilde yürütülmesi gerekir. Yanlış veya eksik bilgiyle yapılan başvurular reddedilebilir, bu nedenle hukuki destek alınması önerilir.



Arşiv Kaydının Silinmesi ve Hukuki Etkileri


Adli sicil kaydı, infazın ardından belirli şartların yerine getirilmesiyle arşiv kaydına dönüşür. Arşiv kaydı, adli sicil kaydından farklı olarak daha sınırlı erişim imkanı sunar ve yalnızca belirli durumlarda kullanılabilir. Ancak arşiv kaydının da silinmesi, hukuki sonuçları bakımından büyük bir öneme sahiptir.


Arşiv kaydının silinmesi, bireyin yasaklanmış hakların geri verilmesi kararını alması veya kanunda belirtilen sürelerin geçmesiyle mümkün olur. Örneğin, yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması durumunda belirli suçlardan mahkumiyetler için silinme süresi 15 yıl iken, bu kararın alınmaması halinde süre 30 yıla kadar uzar. Daha az ciddi suçlar veya adli para cezaları için ise bu süre genellikle 5 yıl olarak uygulanır.


Arşiv kaydının silinmesi, bireyin hukuki ve sosyal hayatta karşılaşabileceği engelleri ortadan kaldırır. Bu işlem, bireyin temiz bir sicille hayatına devam etmesine olanak tanırken, toplumun rehabilitasyon ve adalet ilkelerini de destekler. Ancak bu sürecin doğru bir şekilde yürütülmesi için hukuki destek alınması ve gerekli belgelerin eksiksiz bir şekilde sunulması gereklidir.



Adli Sicil Kaydının Silinmemesi Durumunda Karşılaşılabilecek Hukuki Sorunlar


Adli sicil kaydının zamanında silinmemesi veya yanlış bilgilendirmeyle kayıtların açık kalması, bireyler açısından ciddi hukuki ve sosyal sorunlara yol açabilir. Bu durum, bireyin temel hak ve özgürlüklerini kullanmasında engeller yaratır ve hayatın birçok alanında sınırlamalarla karşılaşılmasına neden olabilir.


Özellikle, adli sicil kaydının silinmemesi, bireylerin iş başvurularında, devlet memuru olma süreçlerinde veya belirli meslekleri icra etme hakkını kaybetmelerine sebep olabilir. Örneğin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu veya 1136 sayılı Avukatlık Kanunu gibi çeşitli mevzuatlar, adli sicil kaydı bulunan kişilerin bu alanlarda görev almasını yasaklamaktadır. Bu durum, bireylerin meslek hayatlarını doğrudan etkiler.


Ayrıca, adli sicil kaydının silinmemesi, bazı özel hukuk ilişkilerinde de engeller yaratabilir. Örneğin, bankalar veya finansal kurumlar, kredi taleplerini değerlendirirken bireyin adli sicil kaydını inceleyebilir. Bu nedenle, bireylerin kayıtlarının hukuka uygun şekilde silinmesi ve sürecin dikkatlice takip edilmesi büyük önem taşır.


Sonuç


Adli sicil kaydının ve arşiv kaydının silinmesi, bireylerin toplumsal hayata yeniden kazandırılması ve cezaların hukuki etkilerinden kurtulmaları açısından temel bir mekanizmadır. Bu süreç, hukukun rehabilitasyon ve toplumsal uyum sağlama ilkeleriyle doğrudan bağlantılıdır.


Adli sicil kaydının silinme süreleri ve şartları, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu ve ilgili diğer mevzuatlar çerçevesinde açıkça düzenlenmiştir. Ancak bu düzenlemelerin farklı kanunlarda dağınık şekilde yer alması, uygulamada zorluklara yol açabilir. Bu nedenle, bireylerin haklarını tam ve doğru bir şekilde kullanabilmeleri için hukuki destek alması büyük önem taşır.


Sonuç olarak, adli sicil kaydının silinmesi, bireylerin hukuki statülerinin yenilenmesi ve toplumsal yaşama sorunsuz bir şekilde katılmaları için hayati bir işlemdir. Bu süreçte hukuki prosedürlere uygun hareket edilmesi, bireylerin gelecekte karşılaşabilecekleri engellerin önlenmesi adına belirleyici olacaktır.





 


Kendinizi bu denli bir duruma yakın hissediyorsanız, zaman kaybetmeden bize ulaşın.







 


Adli sicil kaydının silinmesi, sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda bireyin topluma yeniden kazandırılması adına önemli bir adımdır. Bu sürecin dikkatlice takip edilmesi, yanlış bilgi ve başvurulardan kaçınılması gerekmektedir. Hukuki destek alarak, adli sicil kaydınızın silinmesini sağlamak, sadece gelecekteki haklarınızı korumakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal yaşama sorunsuz bir şekilde katılmanızı da sağlar. Unutmayın, her mahkumiyetin adli sicil kaydına yansıması ve bu kaydın silinmesi süreci, hukukun sunduğu fırsatlardan tam anlamıyla yararlanabilmeniz için büyük önem taşır.

Avukat Berker HASGÜL, Ocak - 2025


Comments


Tüm hakları saklıdır. 2024 Hasgül Hukuk Bürosu

bottom of page