Bilişim Suçlarında Şikayet Nasıl Yapılır? Bilişim Suçlarında Suç Duyurusunda Bulunma
- Berker HASGÜL
- 8 Mar
- 6 dakikada okunur

Bilişim teknolojilerinin gelişimi, hayatın pek çok alanında kolaylık sağlarken suç işleme yöntemlerini de değiştirmiştir. Günümüzde bilişim sistemleri aracılığıyla işlenen suçlar, hem bireyleri hem de kurumları doğrudan etkileyen ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Kişisel verilerin izinsiz ele geçirilmesi, dolandırıcılık, sistemlere yetkisiz erişim ve sahte hesaplar üzerinden işlenen suçlar, bilişim suçları kapsamında değerlendirilir.
Türk Ceza Kanunu'nda bilişim suçlarına yönelik çeşitli düzenlemeler bulunmakta olup, bu suçlarla karşılaşan mağdurların haklarını koruyabilmesi için hukuki yollara başvurması gerekmektedir. Şikayet süreci, doğru adımlar atılarak yürütüldüğünde, suçluların tespiti ve cezalandırılması sağlanabilir. Ancak bu sürecin etkili bir şekilde işleyebilmesi için mağdurun izlemesi gereken prosedürleri bilmesi önem taşır.
Bu makalede, bilişim suçlarının hukuki çerçevede nasıl ele alındığı, suç duyurusunda bulunma süreci ve şikayet mekanizmaları detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Bilişim suçlarına maruz kalan kişilerin hangi adımları atması gerektiği ve delillerin nasıl toplanması gerektiği gibi konular açıklığa kavuşturulacaktır.
Bu başlık altında okuyacağınız başlıklara göz atın.
Giriş
Bilişim Suçları ve Türk Ceza Kanunu Kapsamı
Bilişim Suçlarında Mağduriyetin Tespiti
Suç Duyurusunda Bulunma Süreci ve Yetkili Makamlar
Şikayet Dilekçesi ve İçeriği
Delillerin Toplanması ve Sunulması
Soruşturma Aşaması ve Kolluk Görevlilerinin Yetkileri
Bilişim Suçlarında Ceza ve Yaptırımlar
Sonuç
Bilişim Suçları ve Türk Ceza Kanunu Kapsamı
Bilişim suçları, Türk Ceza Kanunu’nda çeşitli maddeler kapsamında düzenlenmiştir. 5237 sayılı TCK’nın 243 ila 246. maddeleri arasında yer alan hükümler, bilişim sistemlerine hukuka aykırı şekilde girilmesi, sistemlerin engellenmesi veya bozulması, verilerin değiştirilmesi ya da yok edilmesi gibi eylemleri suç olarak tanımlamaktadır. Ayrıca, dolandırıcılık, hakaret, tehdit ve özel hayatın gizliliğini ihlal gibi suçların bilişim araçları kullanılarak işlenmesi de kanun kapsamında değerlendirilir.
TCK m. 243, bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme suçunu düzenler. Buna göre, bir bilişim sistemine izinsiz giren ve orada kalmaya devam eden kişiler hakkında cezai yaptırımlar uygulanmaktadır. TCK m. 244 ise bilişim sisteminin işleyişini engelleme veya bozma suçunu ele almakta olup, sistemin zarar görmesine neden olan fiiller bu madde kapsamında cezalandırılmaktadır. TCK m. 245, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu düzenleyerek finansal dolandırıcılıkla mücadeleyi amaçlamaktadır.
Bilişim suçlarının kapsamı yalnızca bu maddelerle sınırlı değildir. Örneğin, TCK m. 136 kapsamında kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ve yayılması suçu düzenlenmiş olup, bilişim sistemleri aracılığıyla gerçekleştirilen veri ihlalleri de bu çerçevede değerlendirilmektedir. Ayrıca, TCK m. 158'de nitelikli dolandırıcılık suçunun bilişim sistemleri kullanılarak işlenmesi halinde cezanın artırılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemeler, bilişim suçlarıyla mücadelede hukuki altyapıyı oluşturarak mağdurların korunmasını ve suçluların cezalandırılmasını sağlamaktadır.
Bilişim Suçlarında Mağduriyetin Tespiti
Bilişim suçlarına maruz kalan kişilerin öncelikle mağduriyetlerini doğru bir şekilde tespit etmeleri gerekmektedir. Bilişim suçları geniş bir yelpazeye yayıldığından, mağdurun hangi tür suçtan etkilendiğini belirlemesi, şikayet sürecinin etkin ilerleyebilmesi açısından önem taşır. Dolandırıcılık, kişisel verilerin izinsiz kullanımı, sistemlere izinsiz giriş veya tehdit gibi durumların her biri farklı hukuki süreçlere tabidir.
Mağduriyetin tespitinde en önemli husus, suçun bilişim sistemleri aracılığıyla işlenmiş olup olmadığının belirlenmesidir. Örneğin, sosyal medya platformlarında sahte hesaplar üzerinden yapılan hakaret ve tehditler, doğrudan bilişim suçu kapsamında değerlendirilebilir. Benzer şekilde, banka veya kredi kartı bilgilerinin izinsiz kullanılması, TCK m. 245 kapsamında bir suç teşkil eder. Mağdurun, yaşadığı olayın hangi yasal düzenleme çerçevesinde değerlendirileceğini bilmesi, doğru mercilere başvurmasını kolaylaştıracaktır.
Mağduriyetin kanıtlanabilmesi için somut delillerin toplanması gerekmektedir. Elektronik ortamda gerçekleşen suçlarda ekran görüntüleri, e-posta yazışmaları, mesaj kayıtları ve işlem dökümleri delil olarak sunulabilir. Özellikle IP adresi tespiti gibi teknik unsurların belirlenmesi için yetkili makamlarla iş birliği yapılması gerekebilir. Mağdurların şikayet sürecine başlamadan önce ellerindeki delilleri korumaları, sürecin sağlıklı yürütülebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Suç Duyurusunda Bulunma Süreci ve Yetkili Makamlar
Bilişim suçlarına maruz kalan kişiler, suç duyurusunda bulunarak hukuki süreci başlatabilirler. Suç duyurusunun yapılabilmesi için öncelikle olayın detayları, mağduriyetin boyutu ve eldeki deliller doğru bir şekilde belirlenmelidir. Şikayet süreci, savcılık, kolluk kuvvetleri ve bazı durumlarda e-Devlet üzerinden gerçekleştirilebilmektedir.
Bilişim suçlarında suç duyurusu genellikle Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılır. Mağdur, suçun işlendiği yerin savcılığına doğrudan başvurabilir. Savcılığa hitaben yazılacak dilekçede, olayın ne şekilde meydana geldiği, mağduriyetin nasıl oluştuğu ve sunulabilecek deliller açıkça belirtilmelidir. Ayrıca, adliyeye gitme imkanı bulunmayan veya süreci dijital ortamda başlatmak isteyen kişiler, e-Devlet üzerinden de suç duyurusunda bulunabilirler. e-Devlet Kapısı üzerinden Adalet Bakanlığı’nın ilgili hizmetlerine erişilerek şikayet dilekçesi elektronik ortamda iletilebilir.
Savcılığa yapılan suç duyurusunun ardından, olayın niteliğine göre emniyet müdürlüğü veya jandarma gibi kolluk kuvvetleri de devreye girebilir. Siber suçlarla mücadele birimleri, suçun işlendiği bilişim sistemlerini inceleyerek teknik delil toplama sürecini yürütür. Şikayet sürecinin hızlandırılması ve etkin bir soruşturma yürütülebilmesi için mağdurların, ilgili kolluk birimlerine başvurarak teknik destek almaları faydalı olacaktır. Bu aşamaların doğru şekilde takip edilmesi, bilişim suçlarıyla etkin mücadelede önemli bir rol oynamaktadır.
Şikayet Dilekçesi ve İçeriği
Bilişim suçlarında suç duyurusunda bulunurken hazırlanacak şikayet dilekçesi, soruşturmanın etkin yürütülmesi açısından büyük önem taşır. Şikayet dilekçesinde suçun ne zaman ve nasıl işlendiği, hangi bilişim araçları kullanılarak gerçekleştirildiği ve mağdurun nasıl zarar gördüğü açık ve net bir şekilde belirtilmelidir. Dilekçede, suçun işlendiğini gösteren delillerin varlığına da yer verilerek ek belgeler sunulmalıdır.
Dilekçede yer alması gereken temel unsurlar şunlardır: mağdurun kimlik ve iletişim bilgileri, suçun işlendiği tarih ve saat, olayın detaylı anlatımı, varsa şüpheliye ilişkin bilgiler ve sunulabilecek delillerin listesi. Ayrıca, suçun hangi yasal düzenlemeye göre değerlendirilmesi gerektiği konusunda bilgi verilmesi, savcılığın olayı daha hızlı değerlendirmesine yardımcı olabilir. Dilekçenin sonunda, suçun soruşturulması ve şüphelinin cezalandırılması talep edilmelidir.
Şikayet dilekçesi, mağdur tarafından bizzat Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim edilebileceği gibi, e-Devlet üzerinden de ilgili mercilere iletilebilir. Ayrıca, avukat aracılığıyla da şikayet süreci yürütülebilir. Dilekçenin eksiksiz ve hukuka uygun şekilde hazırlanması, soruşturma sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için gereklidir.
Delillerin Toplanması ve Sunulması
Bilişim suçlarının ispatı, büyük ölçüde dijital delillerin toplanmasına dayanır. Bu nedenle, mağdurların şikayet başvurusu yapmadan önce olayla ilgili tüm dijital izleri güvence altına almaları gerekmektedir. Elektronik ortamda gerçekleşen suçlarda, ekran görüntüleri, e-posta yazışmaları, mesaj kayıtları, sosyal medya paylaşımları ve banka hesap hareketleri gibi veriler delil olarak sunulabilir.
Delil toplama sürecinde, elde edilen verilerin değişikliğe uğramadan muhafaza edilmesi önemlidir. Örneğin, bir mesaj veya e-posta delil olarak kullanılacaksa, bu verilerin tarih ve saat bilgilerini içeren bir şekilde kaydedilmesi gerekir. Hukuken geçerli sayılabilmesi için delillerin adli bilişim teknikleri kullanılarak incelenmesi ve gerektiğinde bilirkişi raporlarıyla desteklenmesi gerekebilir.
Ayrıca, bilişim suçlarında internet servis sağlayıcıları ve sosyal medya platformları gibi üçüncü tarafların sunduğu kayıtlar da önemli delil niteliği taşır. Savcılık, soruşturma kapsamında IP adresi tespiti, kullanıcı bilgileri ve erişim kayıtlarını ilgili kurumlardan talep edebilir. Mağdurların, delillerin kaybolmaması için suç duyurusunda bulunmadan önce mümkün olan tüm verileri eksiksiz bir şekilde saklamaları ve ilgili mercilere sunmaları gerekmektedir.
Soruşturma Aşaması ve Kolluk Görevlilerinin Yetkileri
Bilişim suçlarında suç duyurusunun yapılmasının ardından, soruşturma süreci Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülür. Savcılık, suçun niteliğine göre gerekli gördüğü durumlarda kolluk kuvvetlerini görevlendirerek teknik incelemelerin yapılmasını sağlar. Siber suçlarla mücadele birimleri, delillerin toplanması, şüphelilerin tespiti ve suçun işlenme yönteminin belirlenmesi konusunda uzmanlaşmış birimlerdir.
Soruşturma sürecinde, şikayet dilekçesinde sunulan deliller incelenir ve gerektiğinde ek bilgi veya belge talep edilebilir. Özellikle IP adresi tespiti, sosyal medya hesaplarının incelenmesi ve elektronik veri analizi gibi teknik süreçler, kolluk kuvvetleri tarafından yürütülmektedir. Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili hükümleri çerçevesinde, şüphelinin kimliğinin tespit edilmesi ve suçun işlendiğine dair yeterli delil bulunması halinde, savcılık tarafından adli işlem başlatılabilir.
Kolluk kuvvetleri, soruşturma kapsamında iletişimin tespiti ve bilişim sistemlerine yönelik inceleme gibi yetkilere sahiptir. Ancak, bu tür işlemler belirli yasal sınırlamalar çerçevesinde yürütülmektedir. CMK m. 134 uyarınca, bilişim sistemlerinde arama, kopyalama ve el koyma işlemleri ancak hâkim kararıyla gerçekleştirilebilir. Eğer gecikmesinde sakınca bulunan bir durum söz konusuysa, savcılık kararıyla da işlem yapılabilir. Soruşturma sürecinin etkin bir şekilde yürütülebilmesi için mağdurların kolluk kuvvetleriyle iş birliği içinde hareket etmeleri ve gerektiğinde ek bilgi sağlamaları önem taşımaktadır.
Bilişim Suçlarında Ceza ve Yaptırımlar
Bilişim suçlarına yönelik cezalar, suçun niteliğine ve işlendiği yönteme göre değişkenlik göstermektedir. Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerinde, bilişim sistemlerine izinsiz giriş, sistemlerin engellenmesi veya bozulması, kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde ele geçirilmesi ve dolandırıcılık gibi suçlara ilişkin çeşitli yaptırımlar öngörülmüştür.
TCK m. 243 kapsamında, bir bilişim sistemine hukuka aykırı olarak giren kişilere bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilebilir. Eğer bu fiil sonucunda sistemin içeriğinde bir değişiklik meydana gelirse, ceza daha da ağırlaşmaktadır. TCK m. 244’e göre, bilişim sistemlerinin çalışmasını engelleyen veya verileri bozan kişiler, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir.
TCK m. 245, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuna yönelik cezai yaptırımları içermektedir. Başkasına ait bir banka veya kredi kartını hukuka aykırı şekilde kullanan kişiler, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, bilişim sistemleri aracılığıyla dolandırıcılık yapan kişilere, TCK m. 158 kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçu nedeniyle daha ağır cezalar verilmektedir.
Bilişim suçlarında verilen cezalar, suçun mağdurlar üzerindeki etkisini ve suçun işlendiği yöntemi göz önünde bulundurarak belirlenmektedir. Bu nedenle, bilişim suçlarına karşı etkin bir mücadele yürütülebilmesi için hukuki sürecin titizlikle takip edilmesi gerekmektedir.
Sonuç
Bilişim suçları, dijital dünyada giderek daha fazla karşılaşılan ve ciddi sonuçlar doğurabilen suç türlerinden biridir. Türk Ceza Kanunu’nda bu suçlara yönelik belirlenen hükümler, bilişim sistemlerine yönelik işlenen suçların cezalandırılması ve mağdurların haklarının korunmasını sağlamaktadır. Ancak, bu suçlarla mücadelede en önemli aşama, mağdurların doğru adımlar atarak suç duyurusunda bulunması ve delillerin doğru şekilde sunulmasıdır.
Suç duyurusunda bulunma süreci, mağdurun yaşadığı olayın türüne göre şekillenir ve gerekli mercilere başvuru yapılması ile başlar. Şikayet dilekçesinin doğru hazırlanması, delillerin toplanması ve soruşturmanın titizlikle yürütülmesi, suçluların tespit edilmesinde etkili bir rol oynamaktadır. Kolluk kuvvetleri ve savcılıkla iş birliği yapılarak, suçların önlenmesi ve faillerin cezalandırılması sağlanabilir.
Sonuç olarak, bilişim suçlarına karşı etkili bir mücadele, yalnızca hukuki düzenlemelerle değil, aynı zamanda mağdurların bilinçli ve dikkatli bir şekilde hareket etmeleriyle mümkündür. Bilişim suçlarıyla ilgili şikayet süreçlerinin doğru yönetilmesi, adaletin sağlanmasına ve dijital dünyada güvenliğin artırılmasına katkı sağlayacaktır.
Kendinizi bu denli bir duruma yakın hissediyorsanız, zaman kaybetmeden bize ulaşın.
Bilişim suçlarına karşı haklarınızı savunmak, dijital dünyanın getirdiği zorluklar karşısında size sadece güven sağlamakla kalmaz, aynı zamanda adaletin sağlanmasına da katkı sağlar. Unutmayın, her dijital iz, suçların ortaya çıkmasına yardımcı olabilir. Suç duyurusunda bulunmak ve delillerinizi doğru şekilde sunmak, hukuki sürecin etkili bir şekilde işlemesini sağlar. Dijital güvenliğinizi korumak, yalnızca kendinizi değil, toplumu da korumak anlamına gelir.
Avukat Berker HASGÜL, Mart - 2025
댓글